Sevgili Okurlarım,
Yaşamsal coğrafyamızda, Afganistan, Suriye ve Irak’tan insanların sığınmacı olarak neden göç ettikleri sorusunun yanıtını, ilkokul öğrencilerinin dahi kompozisyonlarındaki izahatları, TV kanallarında ellerindeki telefonlardaki bilgiler ile yorum yapmaya çalışanlarla eş değer taşıyarak ortak görüşler oluşturmaktadır.
Emperyalist güçlerin, bu ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmesi neticesinde bu ülkelerde yaratılan iç savaşlar nedeniyle, biri birilerine, ırk, cinsiyet, Din ve mezhep gibi inançlarının körüklenmesi sonucu, vatan toprakları insanca yaşanabilir olmaktan çıkartılmıştır. Avrupa’nın, bu coğrafyadan gelen göç dalgasıyla karşı karşıya kalmamasının bedeli ülkemize fatura edilmektedir. Afganistan, Suriye ve Irak’tan gelen mültecilerin canları pahasına Avrupa ülkelerine geçme çabaları, çoğu kez vahşet boyutlu, bebek, çocuk ve kadınların boğularak sahillere cesetlerinin vurması kaçınılmaz bir gerçek olmuştur! Ülkelerine girmesini istemedikleri için, Mültecileri, Ege Denizinde sahillerimize itmeye çalışan komşumuz, zorunlu göçün son zamanlarda artmasının müsebbibi olarak, başta ABD ve AVRUPA Birliğine bağlı Yunanistan adeta vahşetin denizde korsanlığını yapmaktadır.
Türkiye hassas bir konumda, Suriye, Afganistan, Irak ve İran gibi ülkelerden gelen mültecilerin Avrupa’ya geçiş noktasında bulunmaktadır. Sığınmacı Mülteciler, aileleri ile birlikte, ölümü göze alarak, insan onuruna yakışır refah hayatlar yaşayabileceklerine ve güvende olacaklarına inandıkları, Avrupa Ülkelerine geçiş yapmayı sürdürürken, 2016’da başlayan geçişler 2019’da engellenmesi zorlaşmaya başladı. 2019 yılında Ege Denizi’nden 60 binin üzerinde mülteci geçiş yaparken 70 binin üzerinde geçiş yapmaya çalışan mülteci Ege Denizinde botları batırılarak Ülkemizin sahillerine Yunan askerleri tarafından itilerek insanlık vahşetine sebep olmuştur. Uluslararası Göç Örgütü’nün rakamlarına göre, Ege Denizi’nde geçtiğimiz yıl bir yıl içerisinde 71 insan boğulurken. Son 20 yılı aşkındır Avrupa topraklarına giriş yaparken hayatını kaybeden mülteci sayısının en az 34 bin olduğu belirtilmektedir. Yapılan çağrılarla; Mülteci krizinde, bölge ülkeleri kadar Avrupa ve diğer ülkeler de sorumluluk alması istenmektedir.
Yunanistan’ın İpsala hudut’u, Meriç nehri ile set oluşturmaktadır. Olaylar süreç içerisinde Ege Denizinde yaşananların tekerrürü oldu. Meriç Nehrinin özelliği 3 devlete sınır görevi yapmaktadır. Meriç Nehri Ülkemiz içerisinde Ege Denizine dökülmektedir. Mülteciler burada da elektrikli tel örgülerle karşılanırken Meriç Nehrinin akıntısına kapılanlar galiba Ege Denizine dökülmüş oldular.
Geçmeyi başara bilen mülteciler ise Yunanistan’a ait adalarda sefalet içinde yaşamaya ve kamplarda bekletilmeye Mahkum edildiler. İnsanlık dışı yaşam koşullarının hepsi bizzat Avrupa Birliği sınırları içinde yaşanmaktadır. Avrupa Birliği’nin anlaşmalarla sözde bitirmek istediği göçmen kaçakçılığı ve ölümleri ancak Avrupa ülkelerinde Göçmenlere iltica hakkının tanınması ile sağlanır.
Burada durmak gerekiyor, o da ne; Almanya’nın güneyindeki Baden Württemberg eyaletindeki Ostelsheim beldesinde nisan ayında seçimler yapılmıştı. Belediye Başkanlığı Seçimlerini 29 yaşındaki Suriye kökenli Ryyan Alshebl kazanıyor. 2500 nüfuslu yerleşimdeki seçimlerde yüzde 55.41 oranında destek oy alan, Alshebl, yeni belediye başkanı seçilmişti. Ryyan Alshebl Göreve 7 Temmuzda başlıyor.
Cımbızla seçilmiş bir haber olan bu durum; 2015 yılında savaş karşıtı olan Ryyan Alshebl , Suriye üzerinden Lübnan’a oradan da Türkiye’ye geçmiş olması. Ege Denizi’ni botla geçen mültecilerden olan Alshebl, Yunanistan’ın Midilli Adası’na ulaştıktan sonra Almanya’ya yolculuğuna devam etmiş. Almanya’nın Karlruhe kenti yakınlarındaki Cawl kasabasında yaşamaya başlamış, kısa sürede Almanca öğrenen Alshebl, Alman vatandaşlığına geçtikten bir yıl sonra da belediye başkanlığına aday gösterilmiş ve seçimi kazanmış. Böylelikle Almanya’nın ilk Suriyeli mülteci kökenli belediye başkanı olan Ryyan Alshebl, Suriye’nin Süveyda kentinde öğrenim görmüş. Almanya’da yurtlarda yaşamak zorunda kaldığı için zor günlerden bu başarıya gelen, Alshebl, insanlarla rahat iletişim kurduğu belirtiliyor. Ryyan Alshebl, ayrıca Almanya’nın en genç 20 belediye başkanı arasında yerini almış oluyor.
Ryyan Alshebl’ye başarılar dilerken, Mültecilerin sığındıkları ülkelerde varoşsal yaşamı değil, Ülkeye entegre yurttaş olmalarını diliyorum. Sığındıkları ülkeleri vatanları saymaları gerektiğini unutmamalıdırlar.
Sağlıklı yaşayın sağlıcakla kalın.