Sevgili okuyucularım;

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu iç ve dış politikaların sıkıntılı kıskacında kendisine tanınan yeni hükümeti kurma süresi kısalırken, Salı (11.4.2021) günü sonuna kadar olan süreyi iyi kullanması gerekiyor.    Yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya olan başbakan Netanyahu, İsrail’de 23 Mart’ta yapılan seçimin ardından iki yıldan kısa bir süre içinde dördüncü kez 120 sandalyeli mecliste çoğunluk koalisyonu kurması için yeniden, Cumhurbaşkanı Ruven Rivlin tarafından 28 Gün süre verilmişti. Süre 11 Mayıs 2021 de doluyor. Cumhurbaşkanı Ruven Rivlin Netanyahu, Salı gece yarısına kadar yeni bir koalisyon kuramaması halinde görevden azil edilmesi bekleniyor. Büyük bir olasılıkla da başka bir milletvekiline Hükumeti kurma görevi verile bilinir sorusu karşılık bulamıyor.  2009’dan bu yana Başbakanlık yapan 71 yaşındaki Netanyahu, 1990’larda aynı görevde üç yıl görev yaptıktan sonra 2009’dan bu yana başbakanlık görevine yine gelmişti. Netanyahu başarısız seçimler ve isnat edilen suçlamalar nedeniyle siyasi açıdan kaçınılmaz durumun devam ettiği bir dönemde iki yıldır görevde kalma mücadelesi veriyordu.  Arap İslamcı,  muhaliflerle ve İslamcı partinin lideri ile rakiplerinin çoğuyla yaptığı toplantılara rağmen parlamentoda çoğunluğu sağlayamadı.
Netanyahu’nun sağcı Likud Partisi’nin lideri yair Lapidi’yle yürümesi bekleniyor olabilir. Netanyahu yolsuzluk suçlamasıyla yargılanıyor ve her türlü ithamı da reddediyor.

Diğer taraftan bir haftadır Netanyahu’yu sıkıntıya sokan, İsrail güçlerinin 9 Gün öncesi, Pazar günü Ürdün’ün batı kıyısındaki bir kavşakta ateş açarak iki İsrailliyi ağır, birini de hafif şekilde yaraladığı iddia edilen bir Filistinlinin yakalanması için bölgede arama çalışmaları yürütmesi üzerine başlatılan orantısız güç ve silah kullanımına mütehakkim, Ürdün’ün batı kıyısında ve Müslümanların kutsal Ramazan ayında, Kuds’in Eski Şehir yakınlarındaki  bölgeye girişi yasaklaması nedeniyle İsrail polisi ile Filistinliler arasında günlerdir süren çatışmalar devam etmektedir..

Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin Şam Kapısı ile Sahire Kapısında da İsrail polisi Filistinli gençlere saldırarak İsrail Polis ile Filistinliler arasındaki çatışmalar durmak bilmiyor.

Mescid-i Aksa Vakfı Lideri Şeyh Ömer Kisvani, Harem-i Şerif’te yaşanan olayların durdurulması için İsrail polisine yaptığı çekilme çağrısı karşılık bulamadı.   Mescid-i Aksa’ya giren İsrail polisi, Kıble Mescidi’nin içinde namaz kılan cemaate ses ve Gaz bombalarıyla saldırdı. İsrail polisinin saldırılarında yaralanan Filistinlilerin sayısı 340’ı geçtiği ve İsrail’in Shin Bet  Güvenlik Ajansı tarafından, Filistin’in Turmus Ayya köyünde yaşayan Yaşlı insanların  gözaltına alındığını ancak  herhangi bir silahlı grupla bağlantısının bulunmadığı tespiti ile serbest bırakıldıklarını belirtti.

Geçmişe bakıldığında; 2018 Yılının Aralık Ayında BM toplantısında, ABD ve birkaç ülke dışında İsrail‘in Filistin‘i işgali 193 üyeli Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu İsrail işgalinin son bulmasını talep eden ve iki devletli çözümü destekleyen en az 20 kararı kabul etse de, BM Genel Kurulunun almış olduğu  6 kararla uluslararası toplumda İsrail-Filistin soruna dikkati çekerek, 2018’de işgal altındaki Filistin topraklarında insan hakları ihlallerini ve yasa dışı yerleşim birimi kararını kınayan BM’lerin kararına rağmen İsrail tarafından dikkate değer, Ülkeler tarafından da yaptırma tabi tutulmadı bile.

Bu arada Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri de son olayları kınadı. Türkiye’de Cumhurbaşkanı Başta olmak üzere, TBMM deki Ana Muhalefet ve İktidar ve itifak Partilerinin Başkan ve yetkilileri de kınadı İsrail’i. COVİD-19’a rağmen, Halk İsrail Konsolosluğunun önünde toplanarak kınama yapsa da alışıla gelen Cuma Namazı çıkışı İsrail’i kınama gösterileri yapılamadı.

BM’ler Genel Kurulu, ABD’nin İsrail’in Başkenti olarak Kudüs kararını geçersiz kabul eden ve iki devletli çözümü destekleyen en az 20 karar aldı.   BM kararlarına göre İsrail, 2018 yılında BM’de “en fazla kınanan” ülke oldu. Kınandı da ne oldu? Bütün bu saldırıların gölgesinde Netanyahu’nun hükumeti kurması zor görünse de İsrail Cumhurbaşkanı Ruven Rivlin ABD’den gelecek Joe Biden’in işareti ile tercihen Netanyahu’yu görevlendirmesi büyük olasılık olarak görünmektedir.

İsrail’de Yahudi sağ, dindar, geleneksel sol ve merkez sol partiler, İsrail’deki Arap azınlığın yaklaşık yüzde 20’sini temsil eden partileri taraflarına çekmeye çalışarak onca yıllar sonra ilk kez kabinenin potansiyel etkisini değiştirmeyi sağladılar.
Yeni hükümetin kurulamaması Netanyahu’nun derhal görevden
alındığı anlamına gelmiyor.  Cumhurbaşkanı Ruven Rivlin Netanyahu’ya koalisyon hükümetini kurması için fazladan iki hafta daha verebilir. Cumhurbaşkanı Ruven Rivlin ayrıca görevi  Netanyahu’nun tek rakibine devreder veya konuyu doğrudan Parlamento’ya gönderebilir mi bakalım bekleyelim ve  görelim .

Sağlıklı Yaşayın sağlıcakla kalın.