“BİR HİÇ UĞRUNA” DEĞİL
Hoca Nasrettin’e sorarlar; “Kimsin?”
“Hiç” demiş hoca “Hiç kimseyim.”
Adamın dudak bükmesi dolayısıyla, önemsenmediğini düşünen hoca, sormuş bu sefer;
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kibirlenerek.
“Sonra ne olacaksın?” diye devem etmiş hoca.
“Vali olurum herhalde” demiş adam.
“Daha sonra?” diye sormuş yeniden Nasrettin hoca.
“Vezir” diye devam etmiş adam.
“Daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal Sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmamıştır, “Hiç” demiş adam.
“O zaman niye kibirleniyorsun be adam?
Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebilecek olduğun makamdayım; Hiçlik makamında!”
***
Hiçlik makamı, kalitenin son aşamasıdır.
Hiçlik makamında olanlarda kin olmaz.
Kibir olmaz.
Bu makamda olanlar asla makama, paraya tapmaz.
Kula kulluk yapmaz.
***
Konuyu Kalite Birliğine getirmek istiyoruz.
Gelir getirici faaliyet yok!
Ticaret yok!
Siyaset yok!
Makam – mevki yok!
Adamcılık yok!
Cemaatçilik yok!
Biat yok!
Ne var?
“HİÇ”
“Hiç” olmaya kararlı olanlar, bütün imkansızlıklara rağmen, MİLLİ SES çağrısı yapıyorlar.
Temiz kaliteyi anlatıyorlar.
Kaliteyi kirletenlere karşı duruyorlar.
Ve MİLLİ SES FIRTINASI estiriyorlar…
“Bir hiç uğruna” değil, “hiç olma uğruna” mücadele ediyorlar…
***
Ne diyordu şair;
“Surda bir gedik açtık
Mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgar
Artık ne yandan esersen es…”